Yargıtay Kararları

Aile Fertlerine Kötü Muamele Suçu

YARGITAY

CEZA GENEL KURULU

Tarih : 10.04.2012

Esas No : 2011/4-322

Karar No : 2012/148

 

- AİLE FERTLERİNE KÖTÜ MUAMELE SUÇU

-MAĞDURENİN YASAL TEMSİLCİSİ OLAN BABAYA ŞİKAYETÇİ OLUP OLMADIĞININ SORULMASI

- YASAL TEMSİLCİNİN SORUŞTURMA AŞAMASINDA ŞİKAYETÇİ OLMADIĞINI DİLEKÇE İLE BELİRTMESİ

- SORUŞTURMA AŞAMASINDA ŞİKAYETİNDEN VAZGEÇEN YASAL TEMSİLCİ

- BABANIN SANIKLA TEKRAR EVLENDİĞİ

ÖZET: ÖZEL DAİRE İLE YARGITAY CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI ARASINDA OLUŞAN VE CEZA GENEL KURULU'NCA ÇÖZÜMLENMESİ GEREKEN UYUŞMAZLIK; SANIĞIN, 6 YAŞINDAKİ ÇOCUĞU MAĞDUR B.'YE KÖTÜ MUAMELEDE BULUNDUĞU İDDİASIYLA AÇILAN KAMU DAVASINDA, SORUŞTURMA AŞAMASINDA ŞİKAYETİNDEN VAZGEÇEN, DURUŞMADA DA SANIĞIN MAĞDURU DÖVMEDİĞİNİ BEYAN EDEN VE MAĞDURUN VELAYET YÖNÜNDEN YASAL TEMSİLCİSİ OLAN BABASI L.'E ŞİKAYETÇİ OLUP OLMADIĞININ VE ŞİKAYETÇİ OLDUĞU TAKDİRDE DAVAYA KATILIP KATILMAYACAĞININ SORULMASININ GEREKİP GEREKMEDİĞİNİN BELİRLENMESİNE İLİŞKİNDİR. İNCELENEN DOSYA İÇERİĞİNDEN; SANIK H. İLE L.'İN İLK OLARAK 29.05.2000 TARİHİNDE EVLENDİKLERİ, 04.04.2003 TARİHİNDE BOŞANDIKLARI, MAĞDURUN 01.04.2000 TARİHİNDE DOĞDUĞU, MAĞDURUN BOŞANMADAN SONRA SANIĞIN YANINDA KALMAYA BAŞLADIĞI, UZUN YOL GEMİLERİNDE DENİZCİ OLARAK ÇALIŞAN L.'İN 24.04.2006 TARİHİNDE KOLLUĞA BAŞVURARAK ESKİ EŞİ OLAN SANIĞIN KENDİSİNİ ÖLÜMLE TEHDİT ETTİĞİ VE KIZINI DÖVDÜĞÜNDEN SÖZ EDEREK ŞİKAYETÇİ OLDUĞU, KOLLUK TARAFINDAN ALINAN İFADESİNDE DE ŞİKAYETÇİ OLDUĞUNU BEYAN ETTİĞİ, BUNA KARŞIN 08.05.2006 TARİHİNDE CUMHURİYET SAVCISI TARAFINDAN ALINAN İFADESİNDE VE C.SAVCILIĞI'NA VERDİĞİ AYNI TARİHLİ DİLEKÇESİNDE İSE ŞİKAYETİNDEN AÇIKÇA VAZGEÇTİĞİ, L.'İN BU İFADESİNDEN ÇOK KISA BİR SÜRE SONRA 17.05.2006 TARİHİNDE SANIK İLE YENİDEN RESMEN EVLENDİĞİ, 20.07.2006 TARİHİNDE YAPILAN DURUŞMADA, L.'E CYY'NIN 234/1-B MADDESİNDEKİ HAKLARININ HATIRLATILDIĞI HUSUSUNUN TUTANAĞA GEÇİRİLDİĞİ VE “MÜDAFİİ İSTEMİYORUM HAKLARIMI KENDİM KULLANACAĞIM” DEDİĞİ, BEYANINDA SANIĞIN MAĞDURU DÖVMEDİĞİNİ İFADE ETTİĞİ, ŞİKAYETÇİ OLUP OLMADIĞINA İLİŞKİN HERHANGİ BİR BEYANININ TUTANAKTA YER ALMADIĞI, AYNI OTURUMDA DİNLENEN MAĞDUR İLE CYY'NIN 234/2. MADDESİ UYARINCA MAĞDURA MAHKEMENİN İSTEMİ ÜZERİNE BARO TARAFINDAN ATANAN MAĞDUR VEKİLİNİN DE ŞİKAYETE İLİŞKİN BEYANININ OLMADIĞI, BU DURUŞMADAN BİR GÜN SONRA ÇANAKKALE 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNİN AYNI TARİHTE KESİNLEŞEN 21.07.2006 TARİHLİ KARARIYLA L. VE SANIĞIN BOŞANDIKLARI, MAĞDURUN VELAYETİNİN BABASINA VERİLDİĞİ, HÜKMÜN, MAĞDURA MAHKEMENİN İSTEMİ ÜZERİNE BARO TARAFINDAN GÖREVLENDİRİLEN MAĞDUR VEKİLİNCE TEMYİZ EDİLDİĞİ, ANLAŞILMAKTADIR. 1412 SAYILI CYUY'NIN 372. MADDESİ VE BUNA PARALEL OLAN 5271 SAYILI CYY'NIN 243. MADDESİNDEKİ, “KATILAN, VAZGEÇERSE KATILMA HÜKÜMSÜZ KALIR” BİÇİMİNDEKİ DÜZENLEME İLE İSTİKRARLI OLARAK SÜRDÜRÜLEGELEN CEZA GENEL KURULU VE CEZA DAİRELERİ UYGULAMALARINA GÖRE; SORUŞTURMA AŞAMASINDAKİ ŞİKAYETTEN VAZGEÇME SONRADAN KOVUŞTURMA AŞAMASINDA KAMU DAVASINA KATILMAYA ENGEL DEĞİL İSE DE, KOVUŞTURMA AŞAMASINDA ŞİKAYETTEN VAZGEÇİLMESİ HALİNDE DAVAYA KATILMA OLANAĞI KALMAYACAK, KATILMA KARARI VERİLMİŞ İSE BU HÜKÜMSÜZ KALACAKTIR. 5271 SAYILI CYY'NIN “MAĞDUR İLE ŞİKAYETÇİNİN HAKLARI” BAŞLIKLI 234/1-B MADDESİNDE MAĞDUR İLE ŞİKAYETÇİNİN, KOVUŞTURMA EVRESİNDE, DURUŞMADAN HABERDAR EDİLME, KAMU DAVASINA KATILMA, TUTANAK VE BELGELERDEN VEKİLİ ARACILIĞI İLE ÖRNEK ALMA, TANIKLARIN DAVETİNİ İSTEME, VEKİLİ YOKSA BARO TARAFINDAN KENDİSİNE AVUKAT ATANMASINI İSTEME, DAVAYA KATILMIŞ OLMA KOŞULUYLA DAVAYI SONUÇLANDIRAN KARARLARA KARŞI YASA YOLLARINA BAŞVURMA HAKLARININ BULUNDUĞU BELİRTİLMEKTE OLUP, AYNI YASANIN 237. MADDESİ UYARINCA MAĞDUR, KOVUŞTURMA EVRESİNİN HER AŞAMASINDA HÜKÜM VERİLİNCEYE KADAR ŞİKAYETÇİ OLDUĞUNU BİLDİREREK KAMU DAVASINA KATILABİLİR. CYY'NIN “KATILMA USULÜ” BAŞLIKLI 238/2. MADDESİNDE İSE; “DURUŞMA SIRASINDA ŞİKAYETİ BELİRTEN İFADE ÜZERİNE, SUÇTAN ZARAR GÖRENDEN DAVAYA KATILMAK İSTEYİP İSTEMEDİĞİ SORULUR” HÜKMÜ GETİRİLMİŞTİR. BU AÇIKLAMALAR IŞIĞINDA UYUŞMAZLIK KONUSU DEĞERLENDİRİLDİĞİNDE; SORUŞTURMA AŞAMASINDA ŞİKAYETÇİ OLMADIĞINA İLİŞKİN DİLEKÇE VEREN, CUMHURİYET SAVCISINCA ALINAN İFADESİNDE DE BUNU TEKRAR EDEN, BUNDAN ÇOK KISA BİR SÜRE SONRA SANIK İLE TEKRAR EVLENEN MAĞDURUN BABASI L.'E 20.07.2006 TARİHLİ OTURUMDA İFADESİ ALINMADAN ÖNCE YEREL MAHKEMECE CYY'NIN 234/1-B MADDESİNDEKİ HAKLARI HATIRLATILMASI ÜZERİNE L.'İN; “MÜDAFİİ İSTEMİYORUM HAKLARIMI KENDİM KULLANACAĞIM” DEMESİ, SANIK LEHİNE OLARAK VERDİĞİ BEYANINDA SANIĞIN MAĞDURU DÖVMEDİĞİNİ İFADE ETMESİ, ŞİKAYETÇİ OLDUĞUNA İLİŞKİN BİR BEYANININ OLMAMASI VE CYY'NIN 238/2. MADDESİNİN AÇIK ANLATIMI KARŞISINDA, L.'E ARTIK ŞİKAYETÇİ OLUP OLMADIĞI HUSUSUNUN SORULMASINA GEREK BULUNMAMAKTADIR. BU İTİBARLA İTİRAZIN KABULÜNE, ÖZEL DAİRE BOZMA KARARININ KALDIRILMASINA, YARGILAMA AŞAMASINDA SANIKTAN ŞİKAYETÇİ OLMAYAN VE KAMU DAVASINA KATILMAYAN MAĞDUR VEKİLİNİN TEMYİZ İSTEMİNİN 1412 SAYILI CYUY'NIN 5320 SAYILI YASANIN 8. MADDESİ UYARINCA HALEN YÜRÜRLÜKTE BULUNAN 317. MADDESİNE GÖRE REDDİNE KARAR VERİLMELİDİR.

DAVA : Aile fertlerine kötü muamele suçundan sanık H.'nın yapılan yargılama sonucunda beraatine ilişkin, Çanakkale Sulh Ceza Mahkemesi'nce verilen 10.10.2006 gün ve 425-580 sayılı hükmün mağdur vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 4. Ceza Dairesi'nce 28.06.2011 gün ve 7939-9056 sayı ile; 

"... Olay tarihinde 6 yaşında olan mağdure B.'ye sanık olan annesinin kötü muamelede bulunduğunun iddia edilmesi karşısında; velayet yönünden yasal temsilcisi olan babası L.'e şikayetçi olup olmadıkları, şikayetçi oldukları takdirde davaya katılıp katılmayacakları sorulmadan hüküm kurulması suretiyle CYY'nun 238/2. maddesine aykırı davranılması...", 

İsabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir. 

Yargıtay C. Başsavcılığı ise 13.09.2011 gün ve 54409 sayı ile; 

"... Yaşı küçük mağdurenin velayet yönünden yasal temsilcisi olduğu belirtilen L. soruşturma aşamasında müşteki sıfatıyla alınan 08.05.2006 tarihli beyanında ve dosyaya sunduğu aynı tarihli dilekçesinde sanık hakkındaki şikayetinden vazgeçtiğini bildirmiş, daha sonra yargılama aşamasında mahkemece alınan ifadesinde de "... sanığın çocuğumu dövdüğünü görmedim. Çocuğum bana beni özlediği için annesinin kendisini dövdüğünü söylediğini söyledi. Yoksa sanık eşim çocuğumuzu dövmemiştir." şeklinde beyanda bulunmuştur. 

Mağdur ve şikayetçinin haklarını düzenleyen 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 234. maddesinin 1/1-b alt bendinde mağdur ile şikayetçinin, kovuşturma evresinde, 

- Duruşmadan haberdar edilme, 

- Kamu davasına katılma, 

- Tutanak ve belgelerden vekili aracılığı ile örnek isteme, 

- Tanıkların davetini isteme, 

- Vekili yoksa, baro tarafından kendisine avukat atanmasını isteme, 

- Davaya katılmış olma koşuluyla davayı sonuçlandıran kararlara karşı yasa yollarına başvurma, 

- Haklarının bulunduğu belirtilip; 

2. fıkrasında; "Mağdur, onsekiz yaşını doldurmamış, sağır veya dilsiz ya da meramını ifade edemeyecek derecede malûl olur ve bir vekili de bulunmazsa, istemi aranmaksızın bir vekil görevlendirilir" hükmüne yer verilmiş, 

Katılma usulünü düzenleyen 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 238. maddesinin 2. fıkrasında ise "Duruşma sırasında şikayeti belirten ifade üzerine, suçtan zarar görenden davaya katılmak isteyip istemediği sorulur" şeklindeki hükme yer verilmiştir. 

Şikayetçiye "kamu davasına katılma" hakkını da içeren 5271 Sayılı Yasanın 234/1-b.bendindeki yasal hakları hatırlatılıp tutanağa geçirilmiş, ancak kamu davasına katılma talebi olmadığı gibi şikayetini bildirmemiş, sanık lehine beyanda bulunarak ve kararı temyiz etmeyerek şikayetçi olmadığı ve dolayısıyla kamu davasına katılmak istemediği yönündeki iradesini devam ettirmiştir...", 

Görüşüyle itiraz yasa yoluna başvurarak, özel daire bozma kararının kaldırılmasına ve temyiz isteminin reddine karar verilmesi isteminde bulunmuştur. 

Dosya Yargıtay 1. Başkanlığı'na gönderilmekle, Ceza Genel Kurulu'nca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.

KARAR : Özel daire ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulu'nca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanığın, 6 yaşındaki çocuğu mağdur B.'ye kötü muamelede bulunduğu iddiasıyla açılan kamu davasında, soruşturma aşamasında şikayetinden vazgeçen, duruşmada da sanığın mağduru dövmediğini beyan eden ve mağdurun velayet yönünden yasal temsilcisi olan babası L.'e şikayetçi olup olmadığının ve şikayetçi olduğu takdirde davaya katılıp katılmayacağının sorulmasının gerekip gerekmediğinin belirlenmesine ilişkindir. 

İncelenen dosya içeriğinden; 

Sanık H. ile L.'in ilk olarak 29.05.2000 tarihinde evlendikleri, 04.04.2003 tarihinde boşandıkları, mağdurun 01.04.2000 tarihinde doğduğu, mağdurun boşanmadan sonra sanığın yanında kalmaya başladığı, 

Uzun yol gemilerinde denizci olarak çalışan L.'in 24.04.2006 tarihinde kolluğa başvurarak eski eşi olan sanığın kendisini ölümle tehdit ettiği ve kızını dövdüğünden söz ederek şikayetçi olduğu, kolluk tarafından alınan ifadesinde de şikayetçi olduğunu beyan ettiği, buna karşın 08.05.2006 tarihinde Cumhuriyet Savcısı tarafından alınan ifadesinde ve C.Savcılığı'na verdiği aynı tarihli dilekçesinde ise şikayetinden açıkça vazgeçtiği, 

L.'in bu ifadesinden çok kısa bir süre sonra 17.05.2006 tarihinde sanık ile yeniden resmen evlendiği, 

20.07.2006 tarihinde yapılan duruşmada, L.'e CYY'nın 234/1-b maddesindeki haklarının hatırlatıldığı hususunun tutanağa geçirildiği ve "müdafii istemiyorum haklarımı kendim kullanacağım" dediği, beyanında sanığın mağduru dövmediğini ifade ettiği, şikayetçi olup olmadığına ilişkin herhangi bir beyanının tutanakta yer almadığı, 

Aynı oturumda dinlenen mağdur ile CYY'nın 234/2. maddesi uyarınca mağdura mahkemenin istemi üzerine baro tarafından atanan mağdur vekilinin de şikayete ilişkin beyanının olmadığı, 

Bu duruşmadan bir gün sonra Çanakkale 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin aynı tarihte kesinleşen 21.07.2006 tarihli kararıyla L. ve sanığın boşandıkları, mağdurun velayetinin babasına verildiği, 

Hükmün, mağdura mahkemenin istemi üzerine baro tarafından görevlendirilen mağdur vekilince temyiz edildiği, 

Anlaşılmaktadır. 

1412 sayılı CYUY'nın 372. maddesi ve buna paralel olan 5271 sayılı CYY'nın 243. maddesindeki, "Katılan, vazgeçerse katılma hükümsüz kalır" biçimindeki düzenleme ile istikrarlı olarak sürdürülegelen Ceza Genel Kurulu ve Ceza Daireleri uygulamalarına göre; soruşturma aşamasındaki şikayetten vazgeçme sonradan kovuşturma aşamasında kamu davasına katılmaya engel değil ise de, kovuşturma aşamasında şikayetten vazgeçilmesi halinde davaya katılma olanağı kalmayacak, katılma kararı verilmiş ise bu hükümsüz kalacaktır. 

5271 sayılı CYY'nın "Mağdur ile şikayetçinin hakları" başlıklı 234/1-b maddesinde mağdur ile şikayetçinin, kovuşturma evresinde, duruşmadan haberdar edilme, kamu davasına katılma, tutanak ve belgelerden vekili aracılığı ile örnek alma, tanıkların davetini isteme, vekili yoksa baro tarafından kendisine avukat atanmasını isteme, davaya katılmış olma koşuluyla davayı sonuçlandıran kararlara karşı yasa yollarına başvurma haklarının bulunduğu belirtilmekte olup, aynı yasanın 237. maddesi uyarınca mağdur, kovuşturma evresinin her aşamasında hüküm verilinceye kadar şikayetçi olduğunu bildirerek kamu davasına katılabilir. CYY'nın "Katılma usulü" başlıklı 238/2. maddesinde ise; "Duruşma sırasında şikayeti belirten ifade üzerine, suçtan zarar görenden davaya katılmak isteyip istemediği sorulur" hükmü getirilmiştir. 

Bu açıklamalar ışığında uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde; 

Soruşturma aşamasında şikayetçi olmadığına ilişkin dilekçe veren, Cumhuriyet Savcısınca alınan ifadesinde de bunu tekrar eden, bundan çok kısa bir süre sonra sanık ile tekrar evlenen mağdurun babası L.'e 20.07.2006 tarihli oturumda ifadesi alınmadan önce yerel mahkemece CYY'nın 234/1-b maddesindeki hakları hatırlatılması üzerine L.'in; "müdafii istemiyorum haklarımı kendim kullanacağım" demesi, sanık lehine olarak verdiği beyanında sanığın mağduru dövmediğini ifade etmesi, şikayetçi olduğuna ilişkin bir beyanının olmaması ve CYY'nın 238/2. maddesinin açık anlatımı karşısında, L.'e artık şikayetçi olup olmadığı hususunun sorulmasına gerek bulunmamaktadır. 

Bu itibarla itirazın kabulüne, özel daire bozma kararının kaldırılmasına, yargılama aşamasında sanıktan şikayetçi olmayan ve kamu davasına katılmayan mağdur vekilinin temyiz isteminin 1412 sayılı CYUY'nın 5320 Sayılı Yasanın 8. maddesi uyarınca halen yürürlükte bulunan 317. maddesine göre reddine karar verilmelidir. 

SONUÇ : Açıklanan nedenlerle; 

1-) Yargıtay C. Başsavcılığı itirazının KABULÜNE, 

2-)Yargıtay 4. Ceza Dairesi'nin 28.06.2011 gün ve 7939-9056 sayılı bozma kararının kaldırılmasına, 

3-) Mağdur vekilinin temyiz isteminin 1412 sayılı CYUY'nın 5320 Sayılı Yasanın 8. maddesi uyarınca halen yürürlükte bulunan 317. maddesine göre reddine, 

4-) Dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay C. Başsavcılığı'na tevdiine, 10.04.2012 günü yapılan müzakerede oybirliği ile karar verildi. 

Önemli Uyarı

İzmirdedektiflik.com içeriğinde yayınlanan Özel Dedektiflik bilgileri Bilal KARTAL tarafından yazılmıştır. Bu yazıların  tüm telif hakları İzmir Dedektiflik Hizmetleri A.Ş ye aittir. Tüm yazı ve içerikler aidiyet tescili bakımından elektronik imzalı zaman damgası ile mühürlenmiştir. Sitemizdeki yazı ve içeriklerin yazılı izin alınmadan bir kısmı veya tamamı kopyalanarak başka web sitesi, yazılı ve görsel yayın organlarında yayınlanması durumda FSEK kapsamında işlem yapılarak her türlü yasal haklarımızı kullanarak 5846 Kanun numaralı FiKiR VE SANAT ESERLERİ KANUNU ile TÜRK CEZA KANUNU İLGİLİ MADDELERİ UYARINCA hukuki ve cezai yasal işlemler başlatılacaktır.  Ayrıca tüm site içeriğinde bulunmakta olan Özel Dedektiflik bilgileri uluslararası DMCA fikir hakları sistemi ile korunmakta olup, web sitemizde yayınlanan makaleleri izinsiz olarak kısmen veya tamamen alıntı yapan değiştirerek yayınlayan tüm web sitelerini Google ve benzeri arama motorları sıralama listelerinden süresiz olarak kaldırmaktadır. Diğer kanun maddeleri hukuki makaleler, dilekçeler, hukuki içerik ve bilgiler Sayın avukatların göndermiş olduğu paylaşımlardan, baro dergilerinden, kanun kitaplarından ve hukuki yayın yapan web sitelerinden alınarak okurlarımızla paylaşılan bilgilerdir. Bu bilgilerin sahiplerinden izinsiz olarak kullanılmasıda yasal sorunlarla karşılaşmanıza neden olabilir. Saygılarımızla.



Web sitemizde yayınlanan tüm makalelerdeki hukuki bilgiler sayın avukatlar tarafından gönderilen değerli hukuk bilgileridir.


Copyright © 2018 | İzmir Özel Dedektiflik Bürosu | İzmir de Yasal Eş Takibi 444 7 635 Tüm Hakları Saklıdır.

iz ajans
WHATSAPP
ile iletişime geç